Koşu bandının ilginç tarihi :
Koşu bandı mı? İşkence aleti mi?
Kimilerimizin fazlalıklarından (!) kurtulmak için, kimilerimizin de kardiyo yaparak kondüsyon kazanmak için kullandığı koşu bandı.
Fitness salonlarının en demirbaşı, ağır abisi, oturaklı delikanlısı, dijital ekranlı, elektronik kontrollü caf caflı koşu bandı.
Ekranda boy gösteren ünlülerin sürekli fit görünmek için para saydığı,
sporcuların kondüsyonlarını korumak için binlerce lira vererek evlerine satın aldığı,
ve kimilerine de işkence gibi gelen spor aracı. İşkence???
Evet " işkence " aradığımız kelime tam olarak bu!
Bir zamanların işkence için kullanılan koşu bandı, günümüzün fit kalma aracı
Neye niyet , neye kısmet!
Dünya sahnesinden isimli isimsiz bir çok Mucit geldi geçti tarih boyunca!
Her biri iyi-kötü bir eser de bıraktılar insanlığa miras olarak.
Çoğu icat amacına uygun kullanılırken, bazıları fitratı dışında kullanıldılar.
Mesela en klişe örnek olarak:
Alfred Nobel'i hepimiz biliriz. Hani şu adına kaç dalda ödüller verilen bilim adamı.
Aynı zamanda dinamitin de mucididir kendisi.
Nobel dinamiti icat ederken, Demir yolu geçirmek için dağların içinden patlamalarla tünel açabilmek için düşünmüştü eserini.(!)
Ancak sonradan bu güzide icat; kötü zihniyetli kişiler tarafından kitle imha aracı olarak amacının dışında(!) kullanıldı.
Bir de madalyona tersten bakalım.
Bazen çok ender de olsa; insanlara sıkıntı ve eziyet çektirmek için üretilen eşyanın,
insanlık için faydalı bir hale evrilmesine de tanık olabiliyoruz.
Buna da güzel bir örnek: Koşu bandı.
Çok ta eski bir geçmişi yok aslında. Nispeten yakın tarih bile sayılır..
İlk örnekleri 1800'lü yıllara gidiyor koşu bandı'nın. Öyle ilk çağdan, orta çağdan kalma bir işkence aleti değil yani.
Mucidi William Cubit denen tarihte ismi bile hatırlanmayan biri..
Bunu icat etmekteki amacı taşkınlık yapan Mahkumları cezalandırıp, disiplin altına almak.
Aslında ilk biçimleri bugünkünden oldukça farklı bir formdaydı gözde spor aletimizin.
Hükümlü, kuralsız davranışlar yaptığı zaman, disipline olması için gözetim altında saatlerce bunun üzerinde harekete zorlanıyordu.
Daha sonraları bir sivri akıllı tarafından "Yahu Herifler bunun üzerinde boşu boşuna koşmasın" bu dönen çarklardan enerji elde edelim bari diyerek, bu döner çarka eklenen mekanizmalar sayesinde su aktarma veya tahıl öğütme vb gibi işlerde kullanılması ile, birçok hapishane tarafından tercih edilir oldu ve uzun yıllar bu şekilde kullanıldı (Bedava insan gücü, bedava enerji)...
Çoğu zaman mahkumlar havadan-sudan gerekçelerle buna binmeye zorlanır ve saatlerce koşturularak eziyet edilirdi.
Teknolojinin gelişmesi ile su aktarımı, tahıl öğütme vb. bu tür işlemler makineler ile yapılmaya başlanınca bu hantal işkence aleti gözlerden düştü.
Bir müddet sonra Tıp tarafından fizik ve ortopedik tedavide kullanılmak amacıyla yeniden keşfedildi. Bugünkü biçimini alması da aslında o dönemlere denk geliyor..
Başlarda ilk formu "döner bir çark" gibi hantal hali ile kullanılsa da, daha sonraları hastalara kolaylık olması açısından dikey halden yere paralel konumda olan modelleri geliştirilip
kullanılmaya başlandı.
---
BU DA KÜREK ALETİ.
Spor salonlarının bir başka envanteri.
Siz hiç kürek mahkumu şeklinde bir ifade duymuş muydunuz?
Kürek aletinin de tarih içindeki evrimi muhtemelen koşu bandı ile benzerlik gösteriyordur!
Tarih hakikaten garip olaylarla dolu.
Bir zamanların sıkıntı veren işkence aleti,
günümüzde tercihen kullanılan gözde spor aleti: Koşu bandı.
Nereden nereye?
1 Yorum
Cette article c’est très intéressant pour moi, je ne me tiens au courent de l’instrument de torture, c’est la raison que, ton style d'écriture et tes idées sont très originaux. Bien fait!
YanıtlaSilBadge d'Expert Produit niveau Argent Arzu
1. Lütfen sadece yazı hakkında yorum yazınız.
2. Küfür / Argo / Hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
3. İçeriğinde e mail adresi ve URL bağlantısı barındıran yorumlar yayınlanmayacaktır.
4. Diğer sorularınız için yorum kısmı'na yazmak yerine iletişim sayfasını kullanabilirsiniz.